Cevap: Bir cismin yokluğu ispatlanamaz. Ancak varlığı ispatlanabilir. Bir maddenin varlığı ispatlanamıyorsa onun yokluğuna hükmedilemez.
-Niye yokluğuna hükmedilemez?
-Çünkü bir nesnenin varlığını ispat için insan; görme, işitme, dokunma, koklama ve tatma gibi beş duyusunu kullanacaktır. Hâlbuki bunların algılama sınırı çok dardır. Mesela gözün mevcut ışığı görme sınırı yüzde %2 dur. Yani insan ışığın yüzde 96.5’unu görememektedir. Mor ötesi ve kızıl ötesi gibi ışınları insanın görme sınırının dışındadır.
Beş duyu ile algılanamayan nesnelerin varlığı aklı yürütme yoluyla şekillendirilebilir. Tabii bu da bilinenden hareketle bilinmeyenin çözülmesi şeklindedir. Bunun için akıl da bu beş duyu ile elde ettiği değerlere dayanarak bilinmeyen hakkında bir hüküm çıkarır.
Konunun bir başka zorluğu da kâinatın sınırlarının algılama ve tahmin değerlerimizin ötesinde olmasıdır. Bize en yakın galaksi Andromeda galaksisidir. Bize uzaklığı 2.5 milyon ışık yıldır. Yani onun ışığı bize 2.5 milyon yılda gelmektedir. Bu galaksi gibi uzayda 100 milyar galaksinin varlığından söz edilmektedir. Her bir galaksi içerisinde de 300 milyar yıldız ve gezegenin varlığı bildirilmektedir. Bu bilgiler ışığında uzaydaki galaksilerin pek çoğunun ışığı bize daha ulaşamamıştır.
Böyle kendisine ulaşamadığınız bir galakside bir varlığın yokluğunu nasıl ispat edeceksiniz?
İşte bütün bunları nazara aldığınız zaman bir nesnenin yokluğunun ispatlanamayacağı anlaşılır.
Böyle genel bir değerlendirmeden sonra sizin sorunuza gelelim. Sizin isimlerini verdiğiniz şeyler, Yunan mitolojisinde ismi geçen Yunanlıların tanrılarıdır.
Poseidon, Yunan mitolojisinde denizlerin ve depremlerin tanrısıdır.
Hades yer altı tanrısıdır.
Zeus ölümlüleri takip eder, kötülük yapanları, sözünde durmayanları, yalan söyleyenleri ağır bir şekilde cezalandıran, hayırseverleri, adaletlileri, faydalı işler yapanları ödüllendiren bir tanrıdır.
Peki, bunların aslı nedir? Gerçekten böyle ilahlar olmuş mudur?
Bilindiği gibi ilk insan Hz. Âdem’dir ve aynı zamanda ilk peygamberdir. Allah her devirde insanların doğru yolu bulmaları için peygamber göndermiştir. Geçmiş devirlerde hayat kabileler halinde olduğu, iletişim ve ulaşım yeterli olmadığı için her kavme peygamber gönderilmiştir. Hatta aynı kavme birden fazla peygamber gönderildiği olmuştur. Mesela İsrail oğullarında Hz. Musa ile kardeşi Hz. Harun’un ikisi de aynı kavme ve aynı zamanda peygamber olarak vazifelendirildiklerini Kur’an’dan öğreniyoruz. Bir hadiste 120 bin peygamberin gönderildiği bildirilmektedir.
Peygamberin geldiği toplumun bir kısmı o peygambere uymuş, bir kısmı da uymamıştır. O peygamberin vefatından sonra kısa süre içerisinde insanlar kendilerine göre ilahlar edinmişlerdir. Yunanlılar da bu kavimlerden birisidir. Allah’ı sıfatlarıyla doğru bilemeyince birden fazla ilahın varlığını kabul etmişlerdir.
1450 yıl önce Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellem en son ve bütün insanlığa peygamber olarak gönderilmiştir. Onun peygamberliğini ve Kur’an’ı kabul etmeyenler geçmiş kavimlerde olduğu gibi kendilerine göre ilahlar edinmektedirler.
Yaklaşık iki yüz yıl önce bütün dünyada bilim âleminden bir yaratıcı çıkarılarak her şey tabiat ve tesadüfe verilerek tabiat ilah yerine konulmuştur.
Mesela biyoloji kitaplarında şöyle bir ifade vardır: Hücredeki bütün olayları çekirdek yönetir. Burada özne, yani işi yapan çekirdektir.
-Peki, bunun aklı var mı?
-Yok.
İlmi var mı?
-Yok.
-Görmesi var mı?
-Yok.
-Kudreti var mı?
-Yok.
-O zaman bu organel nasıl ilahlık yapacak?
Aynı şekilde suyun meydana gelişi ile ilgili kitaplarda şu ifadeyi sıkça görürsünüz:
-Su hidrojen ve oksijenin birleşmesiyle meydana gelir.
Yani hidrojen ve oksijen ikisi de kudret ve ilim sahibi gibi kabul edilip birleştikleri nazara veriliyor. Yani iki element de iş yapan fail olarak gösteriliyor.
İşte burada da hidrojen ve oksijen ilah yerine konmuştur.
İşte şimdi bütün insanlığın problemi bir yaratıcıyı hakkıyla tanıyamamaktadır. Allah’ı doğru tanıyamayınca ilkçağdaki Yunan mitolojisindeki ilahlara sığınmaktadırlar. Bir Allah’ı kabul etmeyip her bir atom ve moleküle ilahın sıfatlarını yüklemektedirler. Yani bir bakıma atom ve molekül sayısında ilahı kabul etmektedirler.
Şimdi sizin sorunuzun aslı şöyle olması gerekirdi:
Poseidon, Zeus ve Aidin gibi ilahların yokluğu ispatlanabilir mi?
Evet, ispatlanır. Çünkü bir mahallede iki muhtar, bir vilayette iki vali, bir memlekette iki Cumhurbaşkanı olmadığı gibi, şu muhteşem kâinatta da birden fazla İlah olamaz. Zaten Allah’ın sıfatları ikinci bir ilahı geçersiz kılar.
Allah Kur’an’da kendisini bize her türlü isim ve sıfatının sonsuzluğunu, kâinatta tek ve benzersiz olduğunu bildiriyor. Mesela Allah’ın yaratması sonsuzdur. Bir atomu yarattığı gibi, galaksileri de aynı kudretle yaratır. İkinci bir ilahın varlığını kabul etmek, Allah’ın kudretini sınırlamak demektir. Hâlbuki O’nun kudreti sonsuzdur. Sonsuza hat çekilemez ve sonsuz sınırlandırılamaz. Dolayısıyla Allah’ın ortağının veya yardımcısının olduğunu farz etmek, O’nun isim ve sıfatlarına sınır getirmek olur ki, bu da sonsuz tarifine uygun değildir. Dolayısıyla kâinatta tek hâkim güç ve kuvvet Allah’a aittir. Var olduğu kabul edilen ilahlar bir vehimden ibarettir. Sadece o vehme sahip kimsenin âleminde vardır. İsmi ister Zeus, ister Buda olsun hakikatte Allah’tan başka bir ilah yoktur.
Prof. Dr. Âdem Tatlı.